Yazdığı pek çok romanla okurların büyük beğenisini kazanan Amerikalı yazar Paul Auster, uzun süredir kanserle mücadele ediyordu. Sevenlerine ise üzücü i şu sözlerle vermişti.
“Baumgartner yazdığım son roman olabilir.”
Öyle de oldu ve Paul Auster 77 yaşında hayatını kaybetti. Arkasında pek çok değerli eser bırakan Auster’ın okurlarına bıraktığı en büyük miras, kuşkusuz kitapları oldu. Usta yazarın ölümü okurlarını, sevenlerini ve edebiyat dünyasını derin yasa boğdu. Zordur yazarların ölümü, insan alışamıyor; alışmak da istemiyor.
Yazar, yeni romanını bitirmek üzereyken ağır bir hastalığa yakalandı. İlginç olan şeylerden biri, bu romanın konusuyla kesişimleri olan bir deneyimi eş zamanlı yaşamasıydı.
Paul Auster’ın son başyapıtı: Baumgartner
Baumgartner, sevgili eşi Anna’nın ölümü sonrasında büyük üzüntü yaşayan 71 yaşındaki felsefe profesörü Baumgartner’ın emekliliğe ve dünyadan elini eteğini çekmeye hazırlanışını konu ediyor.
Roman, Baumgartner ile Anna’nın 1968’deki parasız öğrencilik yıllarında New York’ta bir yandan çalışarak diğer yandan yazarak geçirdikleri günlerin anılarıyla başlıyor, sonraki kırk yılı aşkın sürede yaşadıkları mutlu evliliklerini anlatıyor ve geriye dönüşlerle Baumgartner’ın Newark’taki ilk gençlik günlerini ve kökenlerini tanıtarak dolambaçlı bir şekilde hafıza ve anı sarmalları arasında ilerliyor.
Paul Auster’ın sıradan bir yaşamın en küçük, en geçici anlarındaki güzelliğe dair keskin bakışını yansıtan ve birçok yaşamı yakalayan Baumgartner, yazarın son başyapıtı.
Travmatik olaylar yaşadı
Paul Auster, son iki yılda iki ayrı travmatik olay yaşadı. Medyada da geniş yer bulduğu üzere, ilk önce oğlunun gözetimindeyken bebek yaştaki torununun ölümüyle sarsıldı. Öykü yazarı Lydia Davis ile olan ilk evliliğinden olan oğlu, daha sonra aşırı dozda uyuşturucudan öldü.
Ve sonrasında, bu yılın mart ayında yazarın şimdiki eşi yazar Siri Hustvedt, Instagram’daki paylaşımıyla Auster’ın kemoterapi ve immünoterapi bombardımanı altında olduğunu ve çiftin artık Kanser Ülkesi olarak adlandırdıkları yerde yaşadıklarını duyurdu.
Paul Auster, hasta yatağında şu açıklamayı yapmıştı;
“Zorlu süreçlerden geçtim”
“Geçen yılın sonlarına doğru, Auster Baumgartner’ı bitirmek üzereyken, öğleden sonra vuran gizemli ateşler ile karşılaşmaya başladı. Önce zatürre teşhisi kondu, ardından Covid ile ilgili bazı çıkmaz sokaklara girdi ve sonunda kanser teşhisi kondu. Ve o zamandan beri tedavi amansızdı ve ben gerçekten yazamadım. Mucizeler ve aynı zamanda büyük zorluklar yaratan zorlu süreçlerden geçtim.”
Ünlü yazarlardan çeviriler yaptı
Paul Auster, 1947’de ABD’nin New Jersey eyaletinde, Newark’ta doğdu. Daha 12 yaşındayken, önemli bir çevirmen olan amcasının kitaplarını okuyarak edebiyata büyük bir ilgi duymaya başladı. Columbia Üniversitesi’nde Fransız, İngiliz ve İtalyan edebiyatı okuduktan sonra dört yıl kadar Fransa’da yaşadı, Fransız yazarlardan çeviriler yaptı.
Önemli kitaplar kaleme aldı
20. yüzyıl Fransız şiiri üstüne önemli bir antoloji hazırladı. İlk kez 1987’de New York Üçlemesi adlı yapıtıyla büyük ilgi gördü. Daha sonra Ay Sarayı, Kehanet Gecesi, Köşeye Kıstırmak, Son Şeyler Ülkesinde, Leviathan, Şans Mü-ziği, Timbuktu, Yanılsamalar Kitabı, Yükseklik Korkusu, Brooklyn Çılgınlıkları, Yazı Odasında Yolculuklar, Karanlıktaki Adam ve Sunset Park romanları, Yalnızlığın Keşfi adlı anı-romanı, Kırmızı Defter adlı öykü kitabı ve Kış Günlüğü adlı anı kitabı birbirini izledi.
Ünlü yazar, 30 Nisan 2024’te New York’ta hayatını kaybetti.
Anısına saygıyla…
sayfası için iletişim:
GÜNDEM
10 Aralık 2024SPOR
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024SPOR
10 Aralık 2024SPOR
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024